Artık filler dişsiz doğuyor! Kelime oyunu veya benzetme yok bu cümlede. Gerçekten de artık bazı filler dişleri olmadan doğuyorlar. Yani büyürken dahi dişleri olmayacak.
Dünyada değişim yaratmak için çeşitli kampanyalar düzenleyen Avaaz sitesi üzerinden yeni başlatılan bir kampanya var. Bu kampanyanın tanıtım mailini okuduğumda gerçekten üzüldüm. Çok miladik haber bana göre. Çeşitli haberler duyarız ve olayların akışının artık farklı olacağını düşünür, hissederiz ya. Okuduklarım, onun gibi bir an yaşattı bana..
Filler, çok kıymetli hayvanlar. Sürülerinin yaşamı her zaman ilgi çeken bir belgesel konusu olmuştur. Diğer tüm hayvanlar gibi bir canlı olarak değerliler. Ama insan yaratığı, bu hayvanların kıymetini sadece dişleri üzerinden fark edebilmiştir. Elbette sınırlı sayıda insan yine kıymet veriyor ama dünya üzerindeki fildişi ticaretinin bu kadar yaygın olması herşeyi açıklıyor.
Sene 2000’li ama kafamız hala avcı toplayıcı dönemde.. İnsan uygarlıklarının para öncesi döneminde deniz kabukları büyük iş görmüş ve birçok kıtada para yerine kullanılmış. Ama yerini bildiğimiz Lidya parasına bırakmış zamanı gelince, miadı dolmuş. Ama nedense şu fildişinin miadı bir türlü dolmuyor arkadaş.
Fillerin soyu tükenecek de şu işin sonu gelmeyecek.
Fildişi İthalatı
Fildişi ticaretinde en büyük ithalatçılardan birisi olan Çin, fildişi ithalatını durdurmuş. Ancak bahsettiğimiz kampanyanın amacı Avrupa’daki fildişi ithalatını durdurabilmek. O herkesin eleştirdiği Çin devleti bu işe dur diyebilmiştir. Ama en naif adalet, insanlık, özgürlük övgülerini alan Avrupa buna dur diyememiş. Sömürge yıllarında yaşattıkları acı günlerden kalma alışkanlıklardır belki de.. Çoğu Avrupa ülkesinde hayvan veya insan olsun canlıların yaşam hakkına saygı üst düzeyde; buna lafım yok. Bizzat gördüklerimiz bu düşüncenin doğruluğunu da gösteriyor. Ama sonuçta Avrupada da insan yaratıkları yaşamıyor mu? İnsan nerdeyse zulüm oradadır.
Artık Filler Dişsiz Doğuyor!
İşin ilginç ve acı yönü; fillerin artık evrim örgüsüne girmeleridir. Yeni doğan fillerin bazılarında diş olmamaktadır. Ömürlerini dişsiz geçirecek filler doğuyorsa bu ciddi bir travmanın canlı evrimine yansımasıdır. Dişsiz doğanlar.. Ne acı bir şey. İnsan, bizzat doğaya, yaşama, canlı türlerine müdahale ediyor. Düşünsenize insanlara benzer bir zulüm uygulandığını. Kolsuz doğan bebekleri.. İçgüdüsel olarak böyle doğanları.. Yaşama müdahale, aykırılık!
Sapiens Kitabından
Aslında başka bir yazıda etraflıca değinmek istiyorum bu konuya ama burada da kısaca değinmiş olayım. Yuval Noah Harari adlı yazarın Sapiens adlı kitabından bir kouya yer vereceğim. Bilindiği gibi eski insanların çeşitli türleri vardı. Neandertal (Homo neanderthalensis / Neandertal insanı), Sapiens (Homo sapiens/akıllı insan), Erectus (Homo erectus / dik insan) gibi insan türleri arasında zamanla bir etkileşim olduğu söylenir. Avcılık toplayıcılık sürekli bir alan mücadelesini beraberinde getirmiştir. Akıllı tür olan Sapiens, Neandertal insanına istinaden aklını işletebilmiştir. Böylece dünyada yayılmaya başlamıştır.
Avcılık ve toplayıcılık onları sürekli araştırmaya yöneltir. Böylece Sibirya üzerinden Amerika’ya ve çeşitli yollardan dünyanın birçok yerine ulaşırlar. Sibirya üzerinden Mamutları kuzeye kovalaya kovalaya Alaska yoluyla zamanla Orta Amerika’ya kadar ulaşmışlardır. Amerika kıtasında yaşayan insanların buradaki birçok hayvan türünün soyunu tükettiği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış durumda. Sadece Amerika örneği de değil tabi. Sapiens kitabındaki iddiaya göre insanlar tarım devrimini gerçekleştirmeden önce (M.Ö. 12.000 civarları) 50 kg üstündeki hayvanların yarısının soyunu tüketmiştir. 50 kg üzerinden 200 tür olduğu ve 100 tanesinin soyunun tarım devrimi öncesi tükendiği söyleniyor. Yani modern insanı eleştiriyoruz ama bizim ne olacağımız 14.000 yıl önceden belliymiş.
Belgesel kuşakları arasında Avustralya kıtası ile ilgili olanlar pek bir merak uyandırır. Çünkü en değişik bitkiler, böcekler ve hayvanlar bu kıtadadır. En ölümcül deniz analarından dünyanın en zehirli yılanına her türlü hayvana rastlarız. Bunun böyle olmasını, insanın bu kıtaya geç ayak basmasına bağlıyorlar. Gayet mantıklı! Amerika’da soyu tükenen bir hayvan olarak Kılıç Dişli Kaplan örneği veriliyor. 3 milyon yıl hayatta kalmış bu hayvanın türü insanların kıtaya gelmesinden bir süre sonra tükenmiş. Aslında bunu buzul çağına da bağlayanlar var. Ama diğer kıtalardaki araştırmalar insan etkisini ortaya koyuyor.
Siz de Kampanyayı İmzalayın!
Umarız ki filler için süren bu acımasız süreç sona erer. Devlet kararları bile fildişi ticaretini durduramıyorsa bundan beter ne olabilir! Artık Filler Dişsiz Doğuyor! Yaşam hakkını savunun. Destek olun.