Darbe girişimi, bu yaza ve bu yıla damgasını vurdu. Açığa alınan öğretmenler var. Her şey bir film gibi aslında ama biz halk olarak filmi izlemeyi tercih edip de film gibi tasarlanan gerçekliği görmeden yaşamaktan memnunuz. Nasıl ki Seksenler ve Doksanlar adlı diziler girdiyse hayatımıza ve biz bunları çok farklı duygularla izlediysek sıra Altmışlar ve Yetmişler adlı dizilere gelmeli artık.
Artık darbeler tarihine ışık tutacak diziler çekilmeli. Ama! Ama bu diziler cesaretli olanlarca çekilmeli. Reyting kaygısı olmamalı. Darbeleri kim hazırladı, kimler uyguladı, sebepleri, sonuçları ile eksiksiz olmalı. Ve en önemlisi ise dünyadaki politik olaylara yön veren ülkeler ve bu ülkelerin istihbarat servislerine mercek tutmalı. Dünyayı yöneten ülkeleri yöneten bazı aileler var. Rockfeller gibi belli başlı aileler neler yapmış neler etmiş herkes bilmeli. Türkiye kamuoyunda çok fazla değişiklik beklemiyoruz ama yine de aydınlanmaya açık azınlık da olsa bilinmelidir gerçekler. CIA denen Birleşmiş Milletler’den bile daha güçlü olan Amerikan İstihbarat Teşkilatı’nın kurguları ortada olsa da çoğu kişi sahte düşmanlarla meşgul olduğu için görmek istemiyor.
Bizim önümüze ne koyulduysa onunla meşgulüz. Mesela yapılmak istenen siyasi değişiklikler dikkat çekmesin diye sürekli gündem yaratılır Türkiye’de. Hangi siyasi parti gelse durumlar aşağı yukarı aynıdır. Siyaset kirli bir iştir. Dine karıştı mı sonuçları ortadadır, eğitime karıştı mı sonuçları ortadadır. Din, kimlere kaldı demekten kendimizi alamıyoruz ve aynı şekil eğitimde de siyasi açmazlar yüzünden bir adım ötemizi göremiyoruz.
İnsanımız sorgulamaktan çok uzaktadır. Önündeki gazetede veya izlediği kanalda verilen haberde ne deniyorsa onun için doğrudur!!! Böylesine bir sistem ile nasıl baş edilir. Devlete ait kanal ne verirse doğru kabul eden halk elbette bir şeylerin düzelmesi yolunda katkı veremeyecektir. Derin devletin çok güçlü olduğu ülkemizde derin mesajlar bizzat devlet televizyonlarından veriliyordu. Seçim dönemi muhalefet partilerinden hiçbir lidere söz verilmemesi bunun ayrı bir örneğidir. Haberlerde muhalefet liderlerine ayrılan haber süresi çok çok azdır. Adalet herkese bir gün lazım olacaktır. Bir iktidar gelir bir diğeri gider ama aslolan hukuk ve demokrasi olmalıdır.
Ülkemizi onlarca yıl geriye götürebilecek bir darbe girişimi vardı. Bir çok insan sınanmış oldu. Elbette darbelere karşıyız. Suçu olan her insan hesabını vermeli. Yüzlerce insan bu işten zarar gördü. Suçu olanlar kolay kurtulamamalı. Bunun yanında ise bu iş cadı avına dönmemelidir. Suçu olmayan insanlar, devlet memurları, bürokratlar zarar görmemelidir.
Binlerce öğretmen, devlet memuru görevden alındı. Fetullahçılar bu ülkede ciddi bir örgütlenmeye sahipler ve bu başlı başına bir tehlikedir. Ancak aralarında günahsız olanları da varsa onlar ayrı tutulmalıdır. Yıllarca hükümeti destekleyen ve hükümetçe desteklenen bir cemaat olan Fetullahçılar’ı ayıklarken günahsızlara dikkat edilmeli. Bizler günahsızları, bizden ya da bizden değil diye ayırırsak insanlığımızı kaybetmiş olacağız. Açığa alınan öğretmenler, gerçekten de suçlu mu iyi araştırılmalıdır.
Tüm bunların yanında cemaati eleştirdiğimiz kadar onlara güç veren, destek olanları da eleştireceğiz elbette. Cemaatin fişlemeleri, örgütlenmesi, sızıntılarına karşı mücadele eden bir çok kurum ve kişi hükümetçe destek görmedi. Bugünse her şey bambaşka.. O yüzden bazı şeylerin değişmesi lazım. OHAL ilan edildiyse de bu süreç insan hakları suistimal edilmeden kısa tutulmalıdır. Devamında ise daha şeffaf ve kadrolaşmadan uzak bir devlet işleyişi sağlanmalıdır. Düne kadar Fetullahçılar örgütlendilerse devlette şu dakikadan itibaren şucuların örgütlenmeyeceği ne malumdur…
Açığa alınan öğretmenler içinse; umarım suçsuz olanlar aralarında yoktur diyoruz.. Daha şeffaf ve darbelerden uzak, laik ve demokratik bir Türkiye dileğiyle..
Geçmiş olsun..
“Açığa Alınan Öğretmenler (Darbe Soruşturması)” üzerine bir yorum