Otomatik Portakal… Kitap klasik koşullanmanın hapishanedeki çocuklara uygulanmasıyla, topluma kazandırılabileceğini düşünen bir grup bilim insanının deneyini konu alıyor. Baş kahraman olan Alex’ in ağzından yazılmış olduğu için dil olarak sokak jargonu ağırlıkta. ‘Klasik koşullanmayla suçlular topluma kazandırılırsa ne olur?’ sorusunu Antony Burgess nasıl cevaplıyor, onu okuyoruz..
KAHRAMANLAR:
Alex {denek} ve bilim insanlarından {deneyci} oluşuyor, toplama bakıldığında ise Alex’in yaşadıklarından ibaret bir olay örgüsü hakim..
İÇERİK:
Alex ve arkadaş grubu gündüz okula giden, geceleri küçük iş yerlerini yağmalayan, yağmaladıkları yerlerde kadın varsa onlara tecavüz eden 15 yaşlarında çocuklar.. Gündüzleri okula gidip gecelerini insanlara işkence etmekle geçiriyorlar ve kitabın giriş kısmında bu işkencelerin ayrıntılarını okumak bana da yapılan bir işkence halini almıştı. Bir yerinde kütüphaneden çıkan adamı öldürecek kadar darp edip, elindeki kitapları parçalamışlardı ‘ee yetti artık’ deyip kitabı kapatıp bir hafta yüzüne bakmamıştım!
Sonraları Alex hapishaneye düşüyor bir şekilde. Kendisini bastırıp iyiyi oynamaya başlıyor. Bir yandan da hapishanelerdeki belli kişilere bu deney pilot olarak (deneme olarak) uygulanıyor. Bir şekilde o hapishanede de Alex denek olarak kullanılmaya karar veriliyor. Alex’e ne yapacaklarını açıklamıyorlar sadece iki hafta sonra serbest kalacağını söylüyorlar. Alex iki hafta sonra çıkacağını duyunca ‘Tabi efendim, ne isterseniz yaparım efendim’ sözleriyle kabul ediyor deneyi.
Deneyde çok iyi besleniyor Alex, hijyenik bir ortamda tutuluyor, günün belli bir saatinde iğne vuruluyor, bu iğne vücuduna özelikle karnına korkunç acılar veriyor. Tam iğne etkisini gösterirken bir sinema odasında elleri kolları bağlı bir şekilde insanlara yapmaktan zevk aldığı davranışlar izlettiriliyor. Önceleri iğnenin vitamin iğnesi olduğunu düşünüyor ve film izlettireceklerini düşünüp içten içe dalga geçiyor fakat iğne etkisini gösterince iki büklüm bir şekilde ciddi acılar çekiyor. Bu acıları çekerken ekranda yumruklaşan küfürbaz insanlar, yerlere saçılan kanlar, kadınlara tecavüz eden adamlar gösteriliyor. Bu şekilde bir hafta geçiyor, acının dozu her iğnede biraz daha arttırılıyor ve bir süre sonra göz kapaklarını kapatmaması için bir alet bile kullanılıyordu..
Alex, bu içine şeytanın atası kaçmış velet, klasik müzik tutkunu, insanlara işkence ettikten sonra eve gidip pikabıyla müzik dinliyor, parasının büyük bir kısmını bu müzik zevkine harcıyor. Deney sırasında acı çekerken de tesadüfen klasik müzik dinlettiriliyor.
Deney bittiğinde evine gönderiliyor, artık Alex öfkelenmeye kalkıştığında bile kendiliğinden acı çekmeye, yere düşüp kıvranmaya başlıyor. Hal böyle olunca çevreye uyum sorunu yaşıyor fazlasıyla. Tabi gazetelerde deney ön sayfada yer alıyor, başarısı övülüyor, vali çok destekliyor falan filan..
Bu deneyin insanları hayvana dönüştürdüğünü savunan bir grup var ve bunlar Alex’ e ulaşıyorlar. Alex hapse girmeden önce arkadaşlarıyla ıssız evleri de yağmalıyor. Bir gün arkadaşına araba çarptığını söyleyip yardım isteyerek bir eve giriyor ve adamın gözünün önünde eşine tüm arkadaşlarıyla birlikte tecavüz ediyor. Adamın yazdığı Otomatik Portakal isimli kitabı da parçalayıp atıyor. İşte o adam bu deneye karşı çıkan o gruptan, zamanında yırtılan kitap da bu deney için yazılmış,. Tabi zamanında maske taktıkları için adam sesinden Alex’i tanıyamıyor ve evine alıp yemek veriyor, eşine tecavüz edildiğinden ayrıldıklarını filan anlatıyor..
Şimdi bu karşı çıkan grup da aslında Alex’i denek olarak kullanıyor çünkü Alex’i bir eve kapatıp yan evden gelen şiddet seslerine maruz bırakıp kendisini camdan aşağı atmasına sebep oluyorlar. Zaten harcanmış olarak gördükleri için başkaları harcanmasın diye onu feda ediyorlar. Tabi şeytanın atasına bir şey olur mu, Alex de birkaç çatlakla kurtuluyor..
GENEL BAKIŞ:
Baktığımızda yazar bu klasik koşullamaya karşı çıkanlardan. Fakat bu kitabı okumadan önce de benim klasik koşullanma yapılmalı diye bir düşüncem vardı, bu kitabı okuduktan sonra da aynı düşüncem mevcut. Alex cezasını çekip de çıktıktan sonra yine tecavüz edip insanları öldürene kadar dövmekten zevk alacaktı. Zamanında çocuk istismarından hapse girmiş adam geçtiğimiz günlerde yine aynı haltı yiyip üstüne çocuğu da öldürmedi mi..! Hapishane sadece o pislikleri bir sonraki seferde daha dikkatli olmaya itiyor, başka ne işe yarıyor? Paşamız klasik müzik zevkinden oldu bu deney yüzünden, vah! Klasik müzik zaten kan ağlıyodur, dili olsa da konuşsa.. Nasıl ki bu şiddetlere maruz kalan insanlarda hayatları boyunca bir iz kalıyor, bu insanlarda da kalmalı.
Bir insana tecavüz etmeyi aklından geçirdiğinde nasıl ki Alex yerde kıvranarak acı çekmeye başlıyor, işte tam da bu olmalı. Gözlerimle gördüm bu insanlarla evlenen hem cinslerimi, evlenirken ilginçtir genelde ‘Ya herkes ikinci şansı hak eder, ama onun gerçekten çok temiz bir kalbi var bla bla..’ sözlerini duydum, sonları 3. sayfa haberi olmaktan öteye gitmedi..
Hissizlik, susanların bu dünyaya işlediği hakiki bir veba.. Bu insanların binlercesi aramızdayken bugün sarılmak kurtarır..
Otomatik Portakal kitabı üzerine – Derya Deniz