Hayat; çok karmaşık, çok alengirli, çok muamma….
Bazen bakarsın en basit hayatı yaşıyorsundur; mutlu ve huzurlusundur. Bu durum uzun sürmez, farklılıklar ararsın, karmaşıklık olması için elinden geleni yaparsın. Güzelim huzur verici rutinlerini, bir kenara atarsın. Sonra da o rutinleri tutturabilmek için çabalar durursun.
Duyguların değişir, hep bir anlaşılma derdin vardır. Sanki herkes seni anlasa, herşey yoluna girecek ya da sen rahata ereceksin.
Birilerini seversin, değer verirsin, onlar için elinden gelenin en iyisini yapar, tavizler verirsin, koruyup kollarsın……
Sana ne mi olur?
Tam güvendim derken ve artık, sırtımı dayıyabilirim zannederken, el gibi yabancı oluvermiş, hatta el sallamış ve vedalaşmış. Sana da sadece HAYAT demek kalmış.
Sonra ne mi yaparsın?
O yarattığın karmaşık, alengirli hayattan kaçıp, dağ başına inzivaya çekilmek istersin. Ve hayatın durmasını, bir mola verip kendini kapatmak istersin. Dinlediğin şarkıları durdurduğun gibi sonra canın isteyince de kaldığın yerden; dinlemeye başlamak istersin.
Yalnız HAYAT çok acımasızdır, şarkılar gibi, bastığın düğmeye, tekrar basarak kaldığın yerden tekrar başlamasını bekleyemezsin…….
Öyle olmasını dilersin, hatta çok istersin, fakat hayat kendinden kaçanları hiç sevmez….
Hayat; nehir gibidir. Çok zorlu arazi şartlarında kıvrılmayı sever. Yüksek dağlardan şelale olup, metrelerce yüksekten kendini bırakıp köpüklere bozulduktan sonra, hiçbirşey olmamış gibi yoluna devam eder.
Hayat derim; zorsun derim.
Hayat derim; artık hiç şaşırmam.
Hayat derim; gülümserim.
Ve hayat biliyorum ki artık, seni yaşamadan geçmeyeceğim…..
Yağmur AY 26.02.2019