Son bir kaç yılın en büyük bomba haberlerinden birisi, TÜBİTAK’ta çalışan bir mühendisin sahte mühendislik ve yüksek lisans diploması ile TÜBİTAK’a girişinin mahkemelik oluşudur. Bu kişi kendi hazırladığı diplomalar ile kısa dönem askerlik yapmış olup; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştıktan sonra parti-siyaset işleri nedeniyle TÜBİTAK’a kadar çıkarmıştır rotayı.. Bu arkadaşımız iddialara göre 18 bin TL maaş ile çalışmıştır. İade alınacaktır doğruysa tabi. Sahte diplomalar sahtelikten öte gerçek bir zenginliğe götürüyor. Kimler nerelerde görev almışlar tam olarak bilmek mümkün değil. Çünkü bizzat bu kontrolü yapacak kişilerin de diploması sahte olabilir!
Bilindiği gibi kısa dönem askerlik, sadece lisans mezunu kişilerce kazanılan bir haktır. Maalesef ki bu kişi kendi hazırladığı sahte diploma ile hem askerlik kurumunu hem de bürokrasiyi dize getirebilmiştir. Elbette partili olması ve TÜBİTAK’a girdiği dönemin bakanının da bilmeden referans olmasıyla bu iş kolaylaşmıştır.
TÜBİTAK gibi diploma ve daha bir çok belgenin, bilginin yeri geldiğinde kanıtın doğruluğunu tespit eden bir kurumun sahte diplomalar, belgeler ile aldatılabilmesi gerçekten çok ironik olmuş. Eğer il ve ilçe milli eğitim müdürlük koltuklarına bugün çoğunlukla ilahiyat mezunları oturuyorsa, hayvanat bahçesi müdürü TÜBİTAK’a atanıyorsa göreceklerimize şaşırmamamız gerekir değil mi?
Başka Örnekler de Var Tabi
- İnşaat mühendisi bir kişi, Sağlık Bakanı Yardımcısı yapıldı.
- Güreş hakemi, Şehir Tiyatroları Genel Müdürü yapıldı.
- Genelkurmayda çalışan bir astsubay, TRT 6’nın haber müdürü yapıldı.
- Tenis Federasyonu Başkanı ve PTT Genel Müdürü olan kişi, Danıştay üyesi yapıldı.
- Son olarak Ankara Hayvanat Bahçesi müdürü, TÜBİTAK içindeki ULAKBİM’e müdür yardımcısı oldu.
Sahte diplomalar, geleceğimizi çalmaktadır.
Eminiz ki daha çok fazla örnekler var. Sahte diplomalar, her dönemde başımızın belası olmuşken bir de liyakat dışı atamalar, görevlendirmeler de cabası olmuş. Sahte diplomalar ile öğretmen olmak, bürokrat olmak, bilim insanı olmak!! Ancak biz de olur. Bu ülke siyaset ile sıfırdan gelip vergi rekortmenleri arasına girenlerin ülkesidir. Eskiden bir Anadolu kültürümüz vardı. Övündüğümüz bu Anadolululuk çok uzakta artık.
Her gelen siyasi camia, kendi insanlarını yerleştiriyor. Onlarla beraber belirlenen yolda yürüyor. Bu anlayış değişmedikçe şu parti böyle bu parti böyle yapmış diyeceğiz duracağız. Ama kaybeden hep ülkemiz olacak. Siyasetin bilim, kültür ve eğitimden sonra gelmesini hep beraber sağlamadıkça ülke olarak burnumuz daha çok sürtecektir. Bizce gerçek milliyetçilik, vatanseverlik bu tip geleceğimizi çalanlara engel olmaktır.
“Sahte Diplomalar, Liyakatsiz Atamalar” üzerine bir yorum