Evet! Son ayların en büyük tartışması gelmesi beklenen ekonomik kriz değil aslında; çoktan başlamış olan ekonomik kriz. Maalesef kriz çoktan başladı. 24 Haziran 2018 seçimlerinden sonra başlayacağı söyleniyordu sürekli ama bu bir kandırmacaydı. Çünkü bütün göstergeler, balşamış olan bir krizi işaret ediyordu.
Burada bir problem vardı; o da “kriz var, kriz başladı” diyenler birer vatan hainiydiler. Seçim öncesi kim bunları dile getirse bu Tayyip Erdoğan’ın elini daha da güçlendiriyordu. Yok faiz lobisi yok Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenler yok laikçiler derken bunun hasır altı edilmesi sağlandı. Bunun kime faydası vardı? Uzun vadede bizzat krizi gizleyen AKP hükümetine de darbe vuracağı ortadaydı halbuki..
Muhalefet partileri bile hükümete uyarılarda bulunmuşken bu sağduyu çağrılarına kulağını kapatan hükümet, bunlar yetmezmiş gibi ABD ile rahip Brunson üzerinden inatlaşma başlattı. Uzun yıllardır sözlerinin dinlediğimiz ABD başkanlarına bu sefer kafa tutmak neden ki? Nasıl olsa bizi kendi hükümetlerimiz değil bizzat dolara hükmedenler yönetiyorlar.
Kendimize yeten bir ekonomimiz, üretimimiz olsaydı zaten bağımsız olurduk. Ama maalesef biz ekonomik güçlenmenin yapı taşları olan gelişmelerin hemen hepsini kaçırdık. Sanayi Devrimi, bilişim devrimleri derken bütün trenleri kaçırdık.
İsrail, çölde bitki yetiştirip ihracat yaparken biz hayvan, yem, saman ve daha birçok şeyi ithal ediyoruz. Üretim yok, tüketim var.. Ne bekliyorduk ki başka..
Olsun yol yaptılar, köprü yaptılar..