PISA Projesi Nedir..
PISA Projesi nedir? Açılımı ‘Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’ olan PISA, OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) tarafından üç yılda bir, on beş yaş grubundaki öğrencilere uygulanmakta olan bir projedir. Ülkemizdeki yaygın adı sınav veya test olsa da proje olarak adlandırmak daha doğru olacaktır.
OECD’nin 34 üyesinin de aralarında bulunduğu 72 ülkede gerçekleştirilmektedir.
2000 yılından beri uygulanmaya başlanmış olan PISA’ ya ülkemiz 2003 yılında dahil olmuştur.
PISA Projesi’nden elde edilen sonuçlar ulusal bir rapor halinde düzenlenmekte, bu raporlar eğitim öğretim programlarının eksiklerinin giderilmesinde, geliştirilmesinde kaynak olarak kullanılmaktadır..
PISA Soruları..
PISA sorularını incelediğimde büyük bir gülümseme yayıldı yüzüme, sorular gerçekten müthiş. Ezber olan hiçbir şey yok, çocuğun fen alanında genel kültürünü ve yaratıcı düşünmesini ölçüyor. Sonuçta uçaklara meraklı olan bir çocuk, araştırıp merak eder. Adamlar, kadınlar çok zor sorular getirmiyorlar, bilinenin üzerine inşa etmelerini istiyorlar. Hal böyle olunca, kurallarla çocukların özgürlük alanını imha eden bir eğitim sisteminde sonuncu sıralarda olmak olağan bir durum..
PISA 2015..
PISA 2015 sonuçları geçen günlerde açıklandı. Çok şaşırtıcı bir durum olmamakla birlikte Türkiye hakkıyla son sıralara yerleşti..
Herkesin biz şöyleyiz, biz böyleyiz dediği gibi yapmak istemiyorum. Ama çok kötü bir eğitim sisteminin parçalarını oluşturmak da istemiyorum. Siyasetmiş, kirli emellermiş umurumda değil ama bizler ve en çok çocuklarımız koyunlaşıyor, hem de göz göre göre.. Liseye giden kardeşlerim güneş doğmadan uyanıp, hava kararırken eve giriyorlar. Haftasonları okul kursları, hiç bitmeyen proje ödevleri.. Hobi diye bir şey yok, müzik dinleme, film izleme, spor yapma yok.. Yorgun, uykusuz ve de mutsuzlar..
Hala kılık kıyafet sorunu var. Kız çocuklarımız vücut hatlarını belli eden kıyafetler giyiyormuş. Niye giyiyorlar, niye saçlarını mora boyuyorlar kimin umrunda..
Finlandiya Eğitim Sistemi
Şimdi bir de PISA Projesi’nde başarılı bir sıralaması olan Finlandiya eğitim sistemine bakalım: Öğrenciler 7 yaşına kadar okula başlamıyorlar. Başladıklarında da 4-5 saatlik bir eğitim görüyorlar. Not sistemi yok, rekabet yok. Sınav yapılsa bile sonuçları öğrencilere açıklanmıyor. Servis yok, çocuklar evlerine yakın olan okulu seçiyorlar ve bisikletle gidiyorlar. Okullarda bisiklet park yerleri oluyor. Okulun dışında herhangi bir duvar, tel örgü yok. Çocuklar ilkokula başladıklarında okulda çoraplarla geziyorlar. Sınıf içerisinde pilates topları, minderler mevcut oluyor ve nasıl rahat ederlerse o şekilde oturuyorlar. Öğretmenlerin çoğu yüksek lisans mezunu ve şiddet söz konusu bile değil.. Fırsat eşitliği için birçok olanak sağlanıp, düşünmek, soru sormak önemseniyor..
İki ülke arasındaki ‘çok’ farkı bulmak zor olmayacaktır..
Peki neden 2003 ten daha düşük puan aldık..
Burda da hormonlu domatesle ilgili değil de istikrarla ilgili bir durum olduğunu düşünüyorum. Yapılandırmacı eğitim, projelere dönüş derken, sarhoşluk dönemindeyiz. Önce kıyafet serbestliği, ardından tekrar gelen okul tişörtleri.. Şu anki nesil bizden bile şanssız.. Çünkü kimse nasıl davranacağını bilmiyor, eğitim sistemleri çocukları denek gibi görüyor, ki fırsat eşitliği söz konusu bile değil.. Emekli hocalar üç kuruş fazla kazanmak için çalışmaya devam ediyor, yeni sisteme ayak uyduramıyorlar. Haliyle verdikleri eğitim gördükleri eğitimden öteye gidemiyor. Çocuklar bu bocalama içerisinde hala eteklerini kısaltıp kalabiliyorsa şanslıyız..
Ne Yapmalıyız..
Kendi lise yıllarımdan beri düşünüp dururum bu soruyu. Zekası yüksek insanların asgari ücretli AVM işlerine mecbur bırakılmalarına razı olmuyor gönlüm.. Bu dünyaya çocuk getirmek bile çok düşündürücü bir soruyken, bu eğitim sistemine bir çocuğu emanet etmeyi aklım almıyor. Bugün de sarılmak kurtaracak biliyorum ama önce sürüden ayrılanları kurt kapmadan toplamak gerek..