Gündeme dair.. 8.03.2018
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Öncelikle bugünün tarihi ile yazıya giriş yapmak isterim. Dünya Emekçi Kadınlar Günü, özünde son derece anlamlı ama heüz anlamı kavranamadan popüler kültüre yem olmaya başlamış bir gündür. Teknoloji ve bilimin sosyal hayata yansıması ile günlük yaşantımızda doğru orantıda gelişmeler görebiliyoruz. Kadınların hayata katılmaları teknoloji ve bilim sayesinde arttı. Eski gelenek ve göreneklerin erimesi ile beraber kadının da bir adı olduğu anlaşılmaya başlandı. Artık daha fazla kadın okuyor ve haliyle daha fazlası yaşama katılıyor. Böylece haklarını bilen, ekonomik gücünün farkına varmış kadınlar her geçen gün artıyor. Ama şöyle de birşey var ki popüler kültür ile birlikte emek ve kadın adı birbirinden uzaklaşıyor. Bu açıdan bakınca da bu günün bir anlamı kalmıyor. Sevgililer günü gibi bir soğuk rüzgar esiyor. Dünya Emekçi Kadınlar Günü kesinlikle çok kıymetli ama çiçek, hediye ve benzeri lümpenlikleri de beraberinde getiriyor. Keşke bir tek gün değil de her gün kadınların günü olsaydı. Keşke dünyaya kadın eli daha fazla değmiş olsaydı.. Keşke, keşke ve keşke.. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun!
Afrin & Savaş & Ölüm & Cehalet
Afrin, Suriye’nin bir eyaleti. Başka bir ülkenin ölüm kokan bir kenti.. Bir sürü cihatçı ülkede bombalar patlatırken hiç birşey yapılmamıştı. Sınırdan bir bir girdiler, vahşet üstüne vahşet yaşattılar. O zaman sınır ötesi harekat falan olmadı, yapılmadı. Dünyanın en zalim, en pis örgütlerinden birisi olan İŞİD ülke kurarken ses edilmedi. Ama konu Kürtler olunca niyeyse herkes ağız birliğinde.. Savaşa hayır diyenler ise topun ağzında ilk sırada. Düşünün ki insanı yaşat diyenler en çok küfür yiyenler bu zamanda. Birçok asker ve bir çok insan Afrin’de hayatını çoktan kaybetti. Ve bıraksan birbirini boğazlayacak olan birçok insan ölüm konusunda hemfikir durumda. Ve bu da hükümetin politikasının oy almak adına ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. Bir elin şehit cenazesindeki bayrak üzerinde; diğer elinde mikrofon var.. Ne kadar acı bir tablo.. Seçim yaklaşıyor: Öl Mehmet Öl!
İslamcı Hocalar & Yazarlar
Geçtiğimiz her dakika ve saniye bir aptal çıkıyor ve İslami söyleşi adı altında en saçma cümleleri kuruyor. Bilinaltında baskılanmış cinselliğinin tezahürü olan sapıklığı ortaya çıkarırcasına fetva veriyor. İsim vermiyorum. Çünkü gerek yok. Görüyorsunuz! Hepsi aptal hepsi soytarı. En acısı mı? Bunlara meyil veren milyonlar var. Daha daha acısı mı? Hükümetin en büyük oy deposu bu milyonlar. Bilerek bilgisiz bırakılan bu insanlar sayesinde tek bir dini polemikle milyon tane oy cepte.. İş bu ortamda en çok iş yapan da bu sahtekarlar oluyor. Din eğer bahsedildiği gibi güzel bir yolsa bu insanlardan kurtarılmalıdır. Yoksa en kötü işler en manevi duygularla yapılmaya devam edilecektir. Bugün, dünü eleştirenlerin ortak hedefi Atatürk.. Çünkü Kur’an-ı Kerim’i Türkçe diline çevirmek gibi bir hata yaptı kendisi. İnsanlar neye nasıl inanmaları gerektiğini öğrensinler diye amaçlasa da bağnazlıkla mücadele edemedi.
Süt Tozu & NŞB (Nişasta Bazlı Şeker)
Yıllar önce Amerikan hediyesi olan süt tozları ile bugünün olgun yaşları hedef alınmıştı. Bugün de nişasta bazlı şeker ile bizlerin geleceğini çalıyorlar. Şeker pancarına kota geldi ve ardından dünya devi, canavar gıda firması Cargill tarafından şeker fabrikaları kapatılmak üzere satın alınıyor. Zarar ettiği söyleniyor ama aslında zarar yok. Ki zarar da olsa kamu kurumları halkın yararına olmak kaydıyla zarar edebilirler.
İlk önceleri haşhaşa kota geldi sonra tütüne ve şeker pancarı şimdi de.. 5 kilo glikoz şurubu ile 250 kilo şeker yapıldığı söyleniyor. Hem para kazanıyorlar hem de bir nesili yok ediyorlar. GDO’lu pirinç ithalatına izin veriyorlar. Sonra da koca ülkenin başbakanı çıkıyor “tarımda bir numara olduk!” diyor. Ayıptır!