Ahmet Haşim Çirkin mi Karizmatik mi…
Erkek ya da kadın dediğin diye bir hayale başlangıç yapsak ve bir kelimeyle özetlesek “karizmatik” derdim..
Kadın dediğin karizmatik mi olur, hem de nasıl olur.. Ama bu yazıda erkeklerdeki karizmadan, asaletten bahsedelim..
Asalet fikirde başlar diye düşünüyorum, düşünme şeklinde başlar. Ahmet Haşim’de olduğu gibi.. Ne kadar estetik takıntım olsa da Ahmet Haşim’in ödün vermeyen karakteri yanında, çirkinliği mevzu bahse değmez..
Şimdi hep çirkin, kaba diye anılan Haşim’le ilgili bir olayı okuyalım..
Genç ve güzel bir hanımla nişanlanan Haşim, evlilik hazırlıkları yapmaktadır. Her şey yolunda giderken müstakbel eşin, bir davette arkadaşına söyledikleri dönüp dolaşıp Haşim’in kulağına gider. Sohbet şöyledir:
–Bu çirkin adamda ne buluyorsun kuzum sen?
–Evet! Çirkin ama ben onun sanatını seviyorum.. (Müstakbel eş adayı bunu diyor.)
Zaten çirkinlik mevzusuna takıntılı olan duygusal şair tümden yıkılır. O hafta nişanlısı ile arkadaşlarına bir yemek verir. Şundan bundan sonra her davetlinin önüne içinde bir midye olan tabaklar konur. Bir bir açılır midye dolmalar. Ne var ki, Haşim’in nişanlısını bir sürpriz beklemektedir. Midyesini açtığında karşısına, pırıl pırıl bir nişan yüzüğü çıkar. Nişan yüzüğünü böylece iade eden şairin bir evlilik girişimi daha sonuçsuz kalır..
Şimdi çoğu kişi çirkinliğin getirdiği savunma mekanizmasına, ukalalığa yoracaktır bu davranışı. Fakat ben bunlarıın aksine saklı bir özgüven, kendinden emin bir cesaret görüyorum.. Yani asalet ve karizma görüyorum.. Düşünsene adamın birçok evlilik girişimi başarısız olmuş ama kimseye de müsamaha göstermemiş. Bence Haşim’i çekici yapan bu tokluğudur. Ki günümüzde birkaç kadar az sayıda böyle adamlar, yakışıklı olanları dışında tutuyorum ama dış görünüşü itibariyle itici, huysuz olup da minnet etmeyen insanlar var.. Kafamızı kaldırıp da 30’una yaklaşmış olan bekar erkeklere bakacak olursak yürüyen cinselliklerle göz göze gelmiş oluruz. Onlarla birkaç kere göz göze gel iş tamam zaten. Yarın evlenmeye hazırdır. Kim olduğun da zerre umrunda değildir.. Bak Haşim öyle mi? Fikrini önemsemiş nişanlısının, ona nasıl baktığını önemsemiş..
Benim seçmediğim, bana ait olmayan dış görünüşümü beğenip de fikirlerimden bi’haber olan adamı neyleyim. Düşünsene onla bir ömür geçirdiğini..! Ha ruhlar aleminde yaşamadığımızın da bilincindeyim. Ben de dışsal hiçbir çekim yaşamadan olmalı demiyorum. Yakışıklı bir tebessüm görmek istemez mi insan.. Ama sakince ve telaşsızca izleyen bir çift göz de çok mühim..
.
.
Ahmet Haşim Çirkin mi Karizmatik mi? – DERYA DENİZ