Türkiye’nin gündemine dair bazı düşünceler. Genelde karamsarım çünkü konular karamsar.. Youtuber Enes Batur, Diyanet İşleri Başkanlığı, Savaşa Hayır, CHP ve Kılıçdaroğlu, Kadın Cinayetleri, İş Kazaları…
Kadın Cinayetleri
2018’de de hız kesmeden devam eden şeyler var. Aynı iş kazaları ya da iş cinayetleri diyebileceğimiz kadersel anlayışa uygun ölümler gibi bir de kadın ölümleri var ülkemizde. Bu konuda da ataerkil düzen, pozitif ayrımcılığa bir türlü izin vermiyor. Nadiren bir hakim çıkıyor ve kamuoyu baskısıyla da olsa ciddi cezalar veriyor ama yetiyor mu! Yetmiyor bir türlü. Çünkü biz ataerkil bir yapı içinde yetiştirilen insanlarız. Erkek camiası içinde en enteli bile bu konuda bocalıyor. Ve kadın demek namus demek.. Kendi şerefsizliğin veya namussuzluğun önemli değil. Kadın namustur! Bitti. Öldür, yarala, sokağa at, zulmet, küfret, döv, eve kapat; ne yaparsan yap. Nasıl olsa tahrikten, iyi halden dost hesabı yaparlar sana…
İş Kazası Değil Cinayet!
Ocak ayında 141 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Özellikle Türkiye’de ölümlere bakış açımız maalesef böyle. Bu ülkede insan hayatına önem veren kişiler, genelde siyaset dışı insanlar olmuşlardır. Bu yüzden siyasiler iş kazalarına önlem almayı bir türlü tam olarak beceremediler. Diğer bir deyişle Ocak ayında 141 ailenin ocağı söndü.. Ne kadar kolay duymak, söylemek! Bir de yaşayanlara sormak lazım bu durumu. Artık, 141 ailede ölüm sessizliği, mutsuzluğu veya feryatlı sessizlikler var. İsyan var!
CHP, CHP, CHP..
CHP, kurultayını yaptı, yeni genel başkanına karar verdi. Aynen devam kararı aldı ve Kılıçdaroğlu ile devam etti. Şimdi ne demek gerekiyor. Yeni bir şeyler olsaydı biz de yeni bir şeyler söylerdik ama maalesef yeni bir şey yok. Hal böyle olunca eskiden ne diyorsak biz de onu diyeceğiz. Baykal’a git diyorduk, şimdi de Kılıçdaroğlu’na git diyoruz. Ne kadar düzgün bir insan olursa olsun bir zaman sonra yerini yeni seslere bırakabilmeli önder dediğin kişi. Sağ tandanslı veya solcu fark etmez; işini düzgün yapan birileri gelmeli artık. Mevcut hükümeti zorlayacak, işlerin daha düzgün gitmesine katkı sağlayacak bir muhalefet lazım. Bu CHP hep iktidarın oyununa geliyor, ortaları gol yapamıyor!
Savaşa Hayır d(iy)e(bil)mek
Savaşa Hayır dedikleri için TTB hakkında soruşturma ve devamında gözaltılar yapıldı. İnsan ölmesin demek nasıl bir suç olmalı ki insanları gözaltına alabiliyorsunuz. Ondan sonra da bazı sanatçı müsveddeleri, yandaşlar çıkıp Türkiye hiç olmadığı kadar demokratik bir dönem yaşıyor diyorlar. Yalandan kim ölmüş! Yalandan ölmüyor ama savaştan ölüyor. Gençlerimiz bir bir gidiyorlar. Kimin savaşı, neyin savaşı o bile belli değil. Olan hep gariban ailelere oluyor. Ölen hep garibanlar oluyor. Savaşın kazanını yoktur. Bunu öğrenemeyen insan cephede kazansa da insanlıkta kaybeder. Savaşa karşı sesini çıkaranlar gerçek kahramanlardır. TTB gibi!
Sol Elle Şeytanlar Yemek Yer İmiş!
Adına Diyanet İşleri Başkanlığı denen ne yaptığı belirsiz, boş kurumun verdiği saçma sapan fetvalara bir yenisi eklendi. Sol elle yemek yiyen insanlar şeytanlık yapıyorlarmış. Bu fetvayı verenin aklına.. Bu fetvayı veren kişi, bir şekilde devlet kademelerinde çalışmaya hak kazanmıştır. Devlet dairesinde çalışabilmiş birinden böylesi şeyleri görebilmek de bu döneme has oldu. Liyakat aranmadan yapılan atamalar, art niyet, kutuplaştırma.. Son gaz gidiyoruz biz yerlere.. Şimdi de sol el ile sağ eli ayırma gayretinde gibiler.
Youtuber Enes Batur!
Youtuber denen kişiler artık gazetelerde haber olmaya başladılar. Yaşamlarını Youtube kanallarına yansıtan bazı kişiler ilgi gördüklerinde birer Youtuber (yutıbır) oluyorlar. Bunun bir okulu yok. Biraz şans, biraz merak, biraz yetenek ve çokca emek ile siz de bir Youtuber olabilirsiniz. Son ünlü yutıbırımız Enes Batur. Ve maalesef ki en çok çocuklar izliyorlar bu kişileri. Ben şahsen kendi çocuğumda bu tip kişilerin böylesine etkili olmasını hoş karşılamıyorum. Ne kadar engel olmaya çalışsak da bir şekilde karşısına çıkıyor bu kanallar. Sadece Enes Batur değil tabi bahsettiğim kişiler. Onun da argo konuşmalarıyla karşılaşıyoruz ama diğerleri de az değil doğrusu. Bu konuda birilerinin birşey yapması gerekiyor. Kanal engellemek de işi çözmüyor çünkü. “Lan, oha vb” kelimeler bazen çok masum kalıyor mesela kullanılan dil açısından. Ve kelimeler açısından durum bu olsa da ortada bir tarz meselesi var asıl olarak. Aynı kelimeleri kullanmak yanında aynı tarz tepkiler vermek de geliyor. Sadece kötü söz gelmiyor anlayacağınız. Kötü bir tarz da promosyonu!