Elfler … Tolkien eserlerinde Elf kelimesi, İskandinav kökenlidir ve bazı İngiliz kaynaklarında da rastlanan peri benzeri fantastik varlıklardan doğmuştur. Türkiye’de ve dünyanın bir çok yerinde ise insanlar Tolkien’in eserleri ile bu isimden haberdar oldular.
Yüzüklerin Efendisi ile bir parçası olduğumuz Orta Dünya’nın en ilgi çeken ırklarından biri olan Elfler, üstün yaratılış özellikleri ile bizleri büyülemişlerdir. Orta Dünya Elfler’i İskandinav masallarındaki Elfler’den farklıdırlar. Biz burada, Orta Dünya Elfler’ini konuşacağız.
Hikaye ve romanlara konu olan Elfler, fantastik yaratıklar olarak görülmüşlerdir. Ancak Yüzüklerin Efendisi, The Hobbit gibi can alıcı boyutta kaliteli filmler ile yaşantımıza görsel olarak girdiklerinden sanki gerçekte varmışcasına algılanmaktadırlar. İnsanlar, böylesine beğendikleri bu varlıkların gerçekten yaşamış olmalarını dilemişlerdir. Orta Dünya kurgusuna hayranlık duyan birisi olarak şahsen benim de böyle isteklerim, keşkelerim var.
Elfler, ölümsüz bir ırktır. Savaşlar dışında pek öldükleri görülmez. Eğer bir Elf çok üzgünse, çok bağlı olduğu yerini, yurdunu, sevdiği ırmakları, sevdiği varlığı terk etmek zorunda kalmamışsa her zaman sağlıklı ve her zaman neşelidir; ölüm yanına bile yaklaşamaz. Cenk esnasında aldıkları ağır yaraların bile sabaha geçtiği bilinmektedir.
Elfler, güzel yaratılmış bir ırktır. Soylarından gelen kadınlar ve erkekler müthiş bir zerafetten nasiplerini almışlardır. Yaratılış efsaneleri The Silmarillion isimli kitapta fazlasıyla detaylı olarak Tolkien tarafından kaleme alınmıştır. J.R.R. Tolkien, Elfler’in var oluşlarını, yeryüzünde ortaya çıkışlarını, yaratıcılarını, kurdukları krallıkları, üstün savaşçılarını, insanlarla, cücelerle, diğer ırklarla olan ilişkilerini ve savaşlarını anlatan The Silmarillion, başlarda karışıktır ancak ilerledikçe sizi saracaktır. Zaten birazcık Orta Dünya ilgisi olan bir okuyucu kısa sürede bitirecektir bu kitabı.
Silmarillion kitabında Orta Dünya’nın ve dünyanın şekillenişi, var oluşu, ulu yaratıcıların ilişkileri ve ırklar hakkındaki kararları, cücelerin ortaya çıkışı, insanların ortaya çıkışı, elflerin yaratılışı, Melkor’un kötülüğü büyütmesi, Sauron’un kötülüğü yeşertmesi, kadim kötü varlıklar, insan Elf hikayeleri gibi çeşitli konulardan bahsedilse de kitabın genelinde Elfler anlatılmaktadır. Yüce Elf krallarından Feanor’un Silmarilleri yapmasıyla beraber bu Silmarillerin el değiştirmesi; Feanor oğullarının yeminleri ve savaşlara, bölünmelere neden oluşu etrafında Elfler’in yaptığı büyük savaşlar ve mücadeleler yer almaktadır.
Nasıl ki Elflerin geçtikleri, zaman geçirdikleri yerlerde iyilik, güzellik kalıyorsa Orta Dünya’da da kötülüğün ve iyiliğin yayılma dönemleri olmuştur. Bazen bazı Elfler bile yayılan kötülüğün esiri olmuşlardır.
Elf Soyağacı – Elf Soyları
Eru’nun yarattığı ilk Elfler aşağıdaki gibidir. Bu Elfler, ilk uyananlardır. Yaratıcı İluvatar (Eru) tarafından varedildikleri için anne ve babaları yoktur. Kaynaklara göre Elmo, Elwe ve Olwe kardeştir.
- Finwe,
- Elwe (Elu Thingol),
- Olwe,
- Nowe (Cirdan),
- Lenwe,
- Ingwe
Elfler, çok uzun dönemler krallıklara sahip olmalarına rağmen çok çeşitli ve karmaşık olmayan bir soyağacına sahiptir. Bunun nedeni ise her bir Elfin yüce insan krallıklarından bile uzun süren ömrüdür. Örnek verecek olursak Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit filmlerinde izlediğimiz zarif Elf hanımı Galadriel’in Frodo’nun macerasından bir süre sonra denizin ötesine gittiğinde yedibin yaşlarında olduğunu söyleyebiliriz.
Elf soyu büyük Elf aileleri ile başlar. Bu hanedanlardan gelen aile büyükleri ile Elf soyu devam eder. Silmariller’in hikayesine paralel olarak soylu elf beyleri de çeşitli savaşlarda hayatını kaybetmiştir. Kendilerinden sonra gelen çocukları ile Elf varlığı, Orta Dünya ve Aman’da devam etmiştir.
Önde gelen Elf hanedanları arasında; Olwe, Elwe ve Finwe’nin aileleri vardır. Olwe, büyük yürüyüş ile beraber Orta Dünya’yı terk etmiştir ve bahsi geçen Orta Dünya konularında adı pek duyulmamıştır. Derinlemesine yapılacak analizler ile bazı bilgiler elde edilebilse de Olwe hakkında diğer soylu Elf beyleri kadar bilgimiz yoktur. Elwe ise yüce kral Elu Thingol adını almıştır ilerleyen zamanda. Kendisi krallığını uzun bir zaman devam ettirse de cücelerin hışmına uğramış ve dünyadan göçmüştür. Ondan geriye sadece bir kız çocuğu kalmıştır. Bu kız çocuğu güzelliği dilden dile yayılmış Luthien’den başkası değildir. Tek kollu Beren ile evlenmiş ve insan soyundan gelen ölümlü kocasıyla maceralar sonucu aynı kaderi paylaşmıştır.
Elf hanedanları arasında soy ağacında en geniş yeri tutan aile ise Finwe’nin soyundan gelen ailedir. Yüce kral Finwe’nin ilk eşi Miriel ve ikinci eşi İndis’ten bir çok çocuğu olmuştur. Orta Dünya ve Aman arasında olsun, Elfler arasında olsun bir çok karmaşaya neden olmuş Silmariller’in yapıcısı eşsiz usta Feanor’un ait olduğu bu hanedanın üyeleri Orta Dünya’da bir çok krallık kurmuşlar ve uzunca yıllar savaşta ölenler dışında Orta Dünya’da varlıklarını sürdürmüşlerdir.
Elfler genelde zarif bir halktır. Büyüleyici bir havaları vardır. Yaşadıkları yerler onlardan nasibini alırlar ve uzunca bir zaman kötülük uzak kalır o diyarlardan. Kötü insanlar onların varlığının kısa bir süre bile olsa geçtiği yerlerden uzak durmuşlardır. Elfler, cüceler ile iyi geçinememişlerdir. Cüceler onları onlar da cüceleri sevememişlerdir.
Elfler’de bahsettiğimiz zerafet bazı Elf topluluklarında yerini nadiren de olsa karanlığa bırakmıştır. Kötülüğe yakın durmayı seçen, karanlığı aydınlığa tercih eden bazı Elf toplulukları bilinmektedir. Bunlara bir örnek olarak Thingol’ün akrabalarından Eöl verilebilir. Nan Elmoth’ta yaşamış olan Eöl, cücelerle yakın ilişki kurmuş ve kibirli bir Elf beyidir. Valinor’un ışığını görmeyen bazı Elf toplulukları da Karanlık Elfler diye isimlendirilmişlerdir.
Elfler, insanlar ile güzel dostluklar ve savaş ittifakları kurmuşlardır. Geçmiş zamanda da Beor, Huor, Tuor, Turin, Hurin ve onlar gibi bir çok haşmetli insanın yüksek Elfler ile yanyana savaşlara gittikleri bilinir. Evvel zamandan beri kötülüğün koruyucusu Melkor’a karşı başlayan birliktelik tek yüzük ittifakına kadar sürmüştür. Gücüne son verilen Sharon’un ardından büyük insan krallığı Gondor ayağa kalkmış ve Ayrıkvadili Elrond’un kızı Arwen ile Elendil’in varisi kral Elessar (Elftaşı – Aragorn – Kolcu- Yolgezer) evlenip Elfler ve insanların birlikteliğine son katkıyı yapmışlardır.
Bunun yanında en güzel Elf ve insan ırkı yakınlaşması orman elflerinden Prens Legolas ile yine yolgezer ve üçüncü çağda Gondor kralı olan Aragorn’un dostluğudur. Bu dostluğa cüce Gimli de farklı boyut katmıştır elbette. Ancak insanlar ve elfler arasındaki dostluğu en iyi anlatan Aragorn’un Ayrıkvadi’den beri kurduğu dostluklardır. Bu dostluk neticesinde Yüzük Kardeşliği boyunca Elflerden yardım görmüştür.
The Hobbit filminde de Elfleri iyi gözlemleme şansımız oluyor. Büyücü Gandalf, planı ile cücelerin yolunu Ayrıkvadi’ye düşürüyor ve burada Torin’in haritasındaki sırrın çözülmesini sağlıyor. Haritanın gizemini üstat Elrond çözüyor. Devamında uyanan kötülüğe karşı leydi Galadriel’in müthiş bir mücadelesi görülüyor. Yine orman elfleri, önceleri cücelerin dağındaki hazine için yola çıksalarda Beş Ordular Savaşı’nda kötülüğe karşı mücadelede büyük rol oynuyorlar. Özellikle Prens Legolas’ın katkısı çok fazlacadır.
Elfler, sihirli bir ırktır. Büyüleri söyledikleri şarkılardadır, güzelliklerindedir.. Bilgi onların en önemli gücüdür ve yaşamlarının uzunluğu da bilgi için güçlü bir barınaktır. Varlar ya da yoklar ama gerçek olan Tolkien’in bizlere harika bir fantastik hediye sunduğudur. Bir mitin bu kadar derinlemesine analizi başlı başına bir değer yaratmış oldu. Bir ırk deyip de geçemeyiz. Tolkien sadece bu ırk üzerinden harika hikayeler yaratmadı; bu ırkı bize hediye ederken üzerine Elfçe denilen tılsımlı bir dili de geliştirdi.
Başka hangi kurgunun kendine has ve elle tutulur, gözle görülür bir dili vardır? Bu bir Tolkien şaheseridir.
Orta Dünya Elflerini tanımak için Silmarillion kitabı ile başlayabilirsiniz. Ardından da Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi ile devam edilebilir.
“Elfler (Orta Dünya)” üzerine bir yorum