Finlandiya eğitim sistemi, eğitimle uzaktan veya yakından ilgilenen hemen her kişinin dikkatini çekmiştir. Özellikle eğitim sistemlerini veya programlarını inceleyen kişilerin oldukça dikkatini çekmektedir.
Eğitim Sitemleri Başarı Sıralaması Nasıl?
- Finlandiya Eğitim Sistemi
- Kore Eğitim Sistemi
- Çek Cumhuriyeti Eğitim Sistemi (Çekya Eğitim Sistemi)
- Macaristan Eğitim Sistemi
- Japonya Eğitim Sistemi
- Yeni Zelanda Eğitim Sistemi
- Slovenya Eğitim Sistemi
- Avustralya Eğitim Sistemi
- İsveç Eğitim Sistemi
- İzlanda Eğitim Sistemi
*Pisa, Matematik testine göre sıralama daha farklı çıkmaktadır.
Dipten En Tepeye Ama Nasıl?
Bunun nedenlerinden birisi, evvel zamanda Finlandiya eğitim sisteminin başarısının çok düşük seviyelerde olmasıdır. Ne oldu da Finlandiya eğitim sistemi bu kadar popüler bir eğitim sistemi haline geldi? Neler değişti? Neler yapıldı? Diğer bir deyişle hiçbir albenisi olmayan bir eğitim sistemini ne yaptılar da yetenek makinesine çevirdiler!
Sosyal Politikalar Üretmek
Finlandiya, ülke olarak toplumsal politikalarını değiştirdi. Çocuğa ve eğitime bakışını değiştirdi. Böylece büyük bir dönüşüm yaşadılar. Yaparak yaşayarak öğrenme, çocuğa ders ile zulmetmeme gibi değişikliklerle dünyanın en saygın eğitim sistemine sahip hale geldiler.
Finlandiya eğitim sistemi, bir çok ülke tarafından incelenmektedir. Bir çok üniversitede araştırma konusudur. Bir çok belgesele konu olmuştur. Fark yaratmak diye bir deyim varsa Finlandiya eğitim sistemi bunun en güzel uygulanmış örneğidir.
Genelde Batı (bizi kıskansa da), yenilikleri bizden çok daha önce görüyor ve biz farkına vardığımızda o yenilik çoktan eskimiş oluyor. Finlandiya’da dönüşüm gereksinimi geç kalmış olmasına rağmen 1970’li yıllarda başladı denebilir. Ama eğitim işi sadece ders saatleri gibi ölçütlerle düzenlenemiyor. Finlandiyalılar, eğitim işini toplumsal bir mesele olarak görebildikleri için toplumsal, sosyal adımlar da attılar.
Bu adımlar ile 30 yıl içinde harika bir atılım yapmış oldular. Sosyal hayata dönük bir eğitim sisteminin önemi görülmüş oldu. Ders saatleri azaldı. Sınavlar ve ödevler öğrencinin kabusu olmaktan çıkarıldı. Belirli bir yıla kadar hiç yapılmamak şartıyla çok daha az sınav yapılmaya başlandı.
Mesela ödevler, Türkiye eğitim sistemi içinde büyük bir problem. Sırf ödevleri etüt saatlerinde yaptırıp eve ödev göndermiyorlar diye tercih edilen özel okullar var. Ailede anne baba çalışıyorsa bir de ödev mi? Aman aman! Zaten bizim ülkemizde ödev konusu anlaşılamamış bir şeydir. Veli, bir şekilde çocuğunun ödevi tamamlatır. Bırakın çocuğun anlamasını bazen çocuk ne yaptığını bile bilmez, anne veya baba söyler çocuk yazar. Yeter ki ödev yetişsin, öğretmen laf etmesin..
Görüldüğü gibi ödev, ders saati, sınav gibi kamburlarından arındırılmış bir eğitim sisteminin gücü ortada. Finlandiya, bunu bütün dünyaya göstermiş oldu. Gönül isterdi ki biz bu şekil bir ispatta bulunalım, yer alalım. Yıllar sonra Demokrat Parti çigisinde olan bir partinin Milli Eğitim Bakanı, bizzat Demokrat Parti’nin kaldırdığı Köy Enstitüleri’nin kapatılmasının hata olduğunu söyledi. Köy Enstitüleri eğer devamlılığını sağlayıp yeniliklere engaje olup da varlığını koruyabilseydi bugün çok başka bir yerde olabilirdik. Türkiye Eğitim Sistemi, parmakla gösterilen bir eğitim sistemi olabilirdi.
Daha önce de dediğimiz gibi birçok uluslararası eğitim uzmanı, bu eğitim anlayışının formülünü incelemektedir. Finlandiyalılarsa işin sırrını direk söylüyorlar. Kaliteli bir kamu eğitimi, sadece eğitim politikalarının sonucu değildir. Aynı zamanda sosyal politikaların da bir sonucudur.
Pasi Sahlberg
Pasi Sahlberg, Finlandiya’nın eğitim alanında aydınlanmasında pay sahibi olmuş bir eğitimcidir. Yazmış olduğu Finlandiya Dersleri adlı kitapta şu cümle geçmektedir: “Yüksek sosyal refah düzeyi, çocuklar için eşit imkanlar, aynı zamanda ücretsiz ve nitelikli öğrenmeyi garantilemekte kritik bir yere sahiptir.”
Sahlberg’e göre sosyal eşitsizlik, eğitim sisteminin başarısı düşürmektedir.
Aslında bu güzide bir eğitim sisteminin tüm sırları ortada. Kimse sizden bir şey saklamıyor. Belirli noktalarda belirli değişiklikler ile harika bir eğitim sistemi ortaya çıkıyor.
Verilen örneklerden en güzeli bana göre öğrencilerin kimin çocuğu olduğundan çok ülkenin geleceği olarak görülmeleri. Örneğin; Finlandiya’nın herhangi bir okulunda bir iş-insanının çocuğu ve bir işçinin çocuğu yanyana eğitim alır. Hiçbir şekilde eğitim öğretim hizmetlerinde para alınmamaktadır.
Çocuk gelişimi uzmanları, diğer uzmanlar çocukları düzenli takip ediyorlar. Desteğe ihtiyaç duyanlara vakit kaybetmeden ve yeterince destek sağlanıyor.
Düşük Okuryazarlık
Finlandiya’da 60 yıl önce halkın sadece yüzde 7’sinde bir diploma vardı. 60’lı yılların sonunda nüfusun sadece yüzde 10’u ortaokul mezunuydu. Ailelerin okula verecek parası yoktu ve devlet okulları yetersizdi. Üniversite diploması nadir bulunan bir hazineydi ve halkın sadece yüzde 7’sinde vardı.
1970lerdeki aydınlanma ile artık amaç insanları iyi yetiştirmek oldu. Devlet bunu birinci öncelik olarak gördü ve buna göre işleyiş oluşturdu. İnsan sermayesini geliştirmek, için Peruskoulu adı verilen 9 yıllık (ilk ve orta eğitim) zorunlu eğitim sistemi de eşitlik ve sosyal kapsayıcılık değerleri altında yeniden şekillendirildi.
Finlandiyalı çocuklar, anaokuluna 6 yaşında başlıyorlar. Basit yetenek ve bilgileri öğrenmeleri ve okula hazır olmaları yeterli. Ve tamamen ücretsiz bir eğitim. Buna ek olarak anaokulundaki eğitim anlayışı yükseköğretimde de devam ediyor. Özetle anaokulundan doktora öğrenciliğine kadar eğitim tüm artılarına rağmen ücretsiz.
Finlandiya, akademik başarıyı ön planda tutan, üstün gören bir anlayıştan uzak durdu. Akademik başarı önemli olsa da başka değerler de vardı onlara göre. Bireyin sosyalliği, ahlak anlayışı, ülkesine faydalı olma durumu, mutluluğu, psikolojisi ve mesleki başarısı da önemliydi.
Özellikle de nitelikli bir eğitimin nitelikli öğretmenler eliyle olacağını biliyorlardı. Bunun için de çok sağlam bir mesleki eğitim programı sundular öğretmenlere. Öğretmenlik mesleği çok saygın bir meslektir. Tıp, hukuk gibi alanların da üzerindedir.
Son yılların gözde eğitim konusu Finlandiya Eğitim Sistemi.. Amerika dahil Finlandiya’nın eğitim sistemini incelemiş durumda. Nasıl bu tepe noktasına gelebildiler birçok ülke bunu araştırıyor. Ama atla deve olduğunu düşünmüyorum şahsen. Tamam, nüfusumuz bu işi zorlaştırıyor ama yapanlar da bir anda yapmamıştır.
Türkiye’de Nasıl Yapılacak?
Eğer Türkiye’de böyle bir girişim başlasaydı atılacak bazı adımlarla bu işin ekonomik yönü çözülebilirdi. Örneğin; yandaşlık uygulamasına son verilmesi, ihalelerin ekonomik fayda gözetilmesiyle projelerde kâr edilmesi, yolsuzluklara engel olunması, çeşitli tasarruflar, makam otolarının yerine bisiklet verilmesi vb. küçük şeylerle büyük adımlar atılabilirdi.
Türkiye’deki makam otolarının sayısı Yunanistan nüfusuna eşit deseler şaşırmazdım. Benzin devletten, araç devletten, bakımı devletten, şoförü devletten.. Okullara bakalım; herşey veliden, senden, benden..
Ayrıca bu parayı veren düdüğü çalar misali bakılacak, değerlendirilecek bir şey de değil. Bunun adı eğitim ve tamamen bir ülkenin geleceği ile ilgili. Bugün, nitelikli iş gücü dediğimiz bir çok meslek dalı çalışanı geçmişin ürünüdür. Geçmişi sağlam bireyler yetiştirildiğinde ortaya beyin göçü alan bir ülke çıkmış oluyor.
Bizde Çocuklar Doğarken Kaybediyorlar?
Şahsen kendi ülke insanımı düşünüyorum da en başta şanssız başlıyor hayata. Eğer varlıklı bir ailede doğmadıysa her anlamda zayıf kalıyor. Bir kere, babası aileyi geçindirme derdinde, kaba tabirle kafa bir milyon geliyor eve.. Anne ise yetirmenin derdinde ve belki de psikolojisi gitti gidecek. Böyle bir ailede neler olabilir bir düşünelim? Öncelikle yol gösterecek bir ebeveyn yok. Kim yönlendirecek çocuğu. Ailenin sosyo ekonomik durumu belli olduğundan gideceği okul da mahalle arası bir okul. Okullar eşit değil ki bireyler eşit olsun.
Anne stresli, baba stresli, geçim derdi var, giydirmek dert, beslemek dert, ilgilenmek dert, herşey dert.. Öğretmen, mahalle arasında çalıştığı için kendini geliştirse ne olacak? Nadiren köylerde farklı işler yapan, idealistler olsa da bizim okullarımızda vasat eğitimin vasat eğitimcileri oldular genelde. Bu, onların suçu mu? Tabi ki değil. Bizim sosyal politikalarımızdır sebebi. Öğretmene bakış da belli öğrenciye bakış da..
Sonuç olarak bizim zihniyetimiz değişmeden hiçbir şey değişmeyecek. Yandaşını düşünen hükümetlere son vermedikçe israf bizim en büyük politikamız olacak. Ülkenin kaynaklarını olur olmaz yerlere harcayacağımıza tamamen ücretsiz bir eğitimle en azından mutlu bir nesil yetiştirebilirdik. Ama bir müteahhitin cebi bizim çocuklarımızdan çok daha önemli..
Orada müteahhitler varken kime ne gelecekten. Kime ne Finlandiya eğitim sistemi, Japonya eğitim sistemi, Kore eğitim sistemi, Amerikan eğitim sistemi, Fransa eğitim sistemi veya Türkiye eğitim sisteminden..