Cehennem Nedir? Budur!

Muhtemelen bu yaşam, başka bir yaşamın cehennemidir. Bana en yakın gelen ihtimal bu nedense. Başkası pek aklıma yatmıyor. Bu kadar kötülüğün olabilmesi de bu durumu en iyi açıklayan şey..

Acının resmi

Nereye baksanız acı var. Hatta kendi yaşamınızda bile acı hakim. Sağa dönsen acı, sola dönse yine acı. Dedik ya her yerde diye!

Kutuplardan en içlere.. Başka başka dillerde farklı farklı ifadelerle, her yerde acı var. Çünkü insanlık her yerde.. Gidemediği yerlerde acı yok, doğal yaşam var. Ama gidemediğimiz neresi kaldı ki dünya üzerinde?

Avcılık toplayıcılık dönemi bitmeye başladığında suyu çıkmış zaten işin. Yerleşik hayatla cıvıtmışız iyicene. Hiç gereği yokken ne düzenler kurmuşuz, medeniyetleri hortlatmışız. Ve gelmiş ardından savaşlar, çekişmeler.. Ardından devam etmiş vergi olarak, din olarak, milliyet olarak artmış da artmış cezai müeyyidemiz.

Ateşin ve tekerleğin bulunması, barutun icadı, çeliğe su verilmesi derken sonumuzu hazırlamışız. Belki de belirli bir döngüye sahip olduğu söylenen “yokoluş ve devamında yeniden varoluş” süreci başladı. Bazı görüşlere göre dünyadaki canlılar için milyarlarca yıl boyunca başlamış ve bitmiş birçok dönem var. Bu dönemler bizler için çok çok uzun olsa da bilmem kaç milyar yıllık dünya yaşı düşünüldüğünde pek pek kısalar.

Belki de zulmümüz arttıkça sonumuz yaklaşmakta. Dünya şartlarında yaşabilmemiz için uymamız gerekenlere uymadığımız için yeryüzünün bir ömrü olacak bizim yaşam şartlarımızı sağlayabilme süresi açısından.. Ve bu kadar yayılmacı, yok edici ve umursamaz bir yaşantıya devam edersek olacaklar belli. İklim meselesi tüm hızıyla devam ediyor. Gidişat iyi değil. Dünyanın ayarlarıyla fena oynadık.

Canlı yaşamını tehdit ediyoruz. Dünya üzerinde kilit öneme sahip noktaları hiç düşünmeden yok edebiliyoruz. Örneğin yağmur ormanları, buzullar.. Buna ek olarak canlı türlerinin çoğunu yok ettik uzun zaman önce. Kurtarmaya çalıştıklarımız geriye kalanlardan ibaretler.

Savaşlar ile insanlıktan çıkmamız ise çok başka bir kirlenme. Duyarsızız. İnsanlar ölüyorlar. Her yerde. Ama kılımızı bile kıpırdatmıyoruz. Yerel olaylara bile ilgisizken başka başka diyarlarda yaşanan acılardan bize ne! Burnunun önünü gör(e)meyen insanımız sözüm ona başka ülkelere insanlık ihraç ediyor.

Dünyada birçok yerde savaşlar var. Mikro düzeyde olduğu için sadece yaşanılan yerdekileri ilgilendiriyorlar. O kadar anlamsız, o kadar boş ki savaşların gerekçesi. Mesela çevresindeki kendince güçlü ülkelerin oyuncağı olmuş bir Yemen var. Müslüman bir ülke ve hali içler acısı. Çevresinde kimler var? En zengin Arap ülkeleri var. İçinde ne var? Her türden oyun var. Aşırısından normaline Müslüman gruplar var. Oyun oynuyorlar ülkeler burada. Ve uzun zamandır olan halkına oluyor. Açlık, sefalet, hastalıklar kitlesel halde artıyor. Düşünün ki Müslümanım diyenler bile kaç kola ayrılmışlar. Kaç farklı grup var insanın aklı şaşıyor. Ve hangisi şehit olacak öldüğünde; bilmek loto tutturmak gibi adeta. Oysaki bir kullanım kılavuzu var her semavi dinin. İnsan varsa karışıklık olması da normal oluyor bundan sonra. İnsan eli değmesi hanım eli değmesi gibi durmuyor maalesef.

Amerika, Asya, Avrupa, Afrika, Avustralya ve hatta diğer kıtalarda bile hep acı üstüne kurulmuş yaşamlar. Haliyle acıdan doğan acı ile beslenmeye devam ediyor. Her kıtada kitlesel ölümler var. Hatta günümüzde bile devam edecek şekilde..

Ülkemize bakacak olursak da çok çok fena örnekler görüyoruz. Uzun zamandır yaşanan etnik sorunlarımız var insan çeşitliliğimiz yüzünden. Kürt-Türk, Alevi-Sünni kelimeleri hep yan yana kullanılmış ama hiç, bir arada olamamışlar maalesef.

Yerelinden geneline her yer sorun, her yer kan, her yer acı.. Bu dünya, bir öncekinin cehennemi ve sanki hepimiz önceki yaşamımız ardından cehenneme mahkum edilmiş mahkumlarımız..

 

 

 

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.