Finlandiya Eğitim Sistemi

OLIVIER MORIN/AFP/Getty Images) Thank you for images.
Finlandiya Eğitim Sistemi

Finlandiya Eğitim Sistemi, nedir? Ne değildir? Fin eğitim sistemi bir çok yazıda dokuz maddede özetlenmiş. Biraz daha yorumlayıp sizler için bu yazımızda Finlandiya’nın ülkelerin eğitim öğretim başarısı sıralamasında en dipten en tepeye zıplamasına imkan veren değişimini göstermek istiyoruz. Türkiye’deki Köy Enstitüleri gibi Finlandiya’nın da köylerinde araştırma yapan konseyleri vardı. Derinlemesine inceleme gerektiren bir aydınlanma yaşadılar Finler.. Bu konuda başvuru kitabı olarak Rus yazar Grigory Petrov’un 1923 yılında yazdığı Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı mini kitap incelenebilir.

Özel Okullar ve Ayrıcalıklı Devlet Okulu Yok

Finlandiya okullarının başarı ortalamaları, yaklaşık olarak aynı düzeydedir. Bu objektif değerlendirmenin alası değil de nedir? Bunun başarılması bile her şeyi anlatıyor. Ek olarak Finlandiya Eğitim Sistemi dahilinde okullar veya öğrenciler arası rekabet yerine dayanışma ön plana çıkarılmış durumda. Buna göre de ayrıcalıklı görülen okullar olmuyor. Zaten bu kültüre göre bunu görmek de zor.

engelli öğrencilerin kaynaştırma sorunlarıYine, Finlandiya’da özel okul uygulaması yok. Finlandiya Eğitim Sistemi açısından bütün okullar devlet kurumu olup masrafların tümü de devlete ait. “Herkes için eşit imkânlar sağlamak” cümlesi Finlandiya’nın eğitimden anladığı şeyi özetliyor. Eşitlik ilkesi, Finlilerin olmazsa olmazlarındandır. Düzeyleri ne olursa olsun tüm öğrenciler aynı sınıflarda eğitim görüyorlar. Bu ne şimdi? Anlamak mümkün değil! Alışılmadık.. Bize uymaz. Bizde engelli bir öğrenci kaynaştırma amaçlı normal gelişim gösteren akranları ile aynı sınıfa yönlendirildiğinde olanları biliyoruz. Her okulda aynı şey olmasa da engelli öğrenci dışındaki diğer tüm çocukların ailesi çocuğunu okula göndermeyerek protesto ettiler durumu. Hayır, hayır Finlandiya!! Bunu kabul edemeyiz, değerlerimize ters. Oysa ki kalpsiz olan sizlerdiniz hani eyyy Avrupalılar..!!

Şaka bir yana ama İskandinav ülkeleri soğuk olduğu için insanlarına da soğuk kanlı derler. Hatta Akdeniz sıcak olduğundan Akdenizliler sıcak kanlıdır falan.. Hikaye! İskandinavlar bildiğiniz empati ve sempati zengini insanlar. Bir okul müdürüne soru sorulduğunda aldığınız cevaplar sizi şaşırtacaktır mutlaka. Müdür, çocuklar bolca oyun oynamalılar cümlesini her defasında kullanıyor Finlandiya’da. Matematik öğretmeni ise çocuklar öncelikle mutlu olmalılar diye farklı bir dünyadan seslenebiliyor.

Spor, Spor ve Eğitim Amaçlı Yapılır

Finlandiyalılar, rekabet veya üstünlük gibi kavramlara eğitim sistemlerinde ve hatta Fin kültürü olmak üzere yer vermiyorlar.  Eğitim hayatı boyunca her türlü spora fazlasıyla imkan sağlanan bu ülkede rekabete dayalı müsabakalara giren kulüpler bulunmamaktadır. Bu Finler gerçekten de uzaydan gelmiş olmalılar. Bizler, kulübümüz için canımızı verebiliriz bir anda..

Eğitim Bütçesi Eğitime Yansıyor

Finlandiya’nın eğitim sisteminde mali kaynaklar direk olarak eğitime yansıyor denebilir. Sınıftaki eğitim öğretim ortamlarına direk etki yapmakta harcamalar. Dolaylı harcamaların çokça olduğu diğer Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nde eğitim bütçesinin sınıfa yansımadığı görülmektedir. İdareciler ile eğitimciler yaklaşık olarak aynı ücretleri alıyorlar. Meslekte on beş (15) yılını dolduran bir öğretmenin diğer üniversite mezunlarında daha iyi kazandığını söylemek yanlış olmaz.

Finlandiya Okullarında Ev Ödevi Yok

Finlandiya’da öğrenciler için ev ödevi verilmemektedir. Okulda öğrenebilecek bir çocuk neden evde ödev yapsın diye düşünüyorlar. Kesinlikle olay budur ama bizdeki sistem ile direkt olarak karşılaştırmak yanlıştır. Bizdeki şartlar çocuğun okulda öğrenememesi şeklindedir. Yani dershaneler, etüt merkezleri, özel dersler ne için var? Finlandiya’da çocuklar dersi derste öğrendikleri müddetçe tabi ki ödeve gerek kalmaz. Bizde bazı eksikler olduğu müddetçe çocuğun evde pekiştirebilmesi için ödevler de olacaktır. İlk sekiz (8) yılda not sistemi uygulanmıyor, teneffüslerin toplam eğitim süresine oranı yüksek falan diyoruz ama adamlar (bence has adamlardır) boşladıkları için böyle yapmıyorlar. Tam tersi bireylere özel önem veriyorlar. Bireysellik ile öğrenciye özel bir yol izleyip eksiği olan öğrencilere has uygulamalar ile ödev ihtiyacını okulda çözerek ortadan kaldırıyorlar. Yani yanlışı yanlışla çözmek de yok bizdeki usulle. Onlarda başarı başarıyı çağırıyor. Ne garip değil mi!!

Aynı şey, okula uyum göstermeyen, sıkılan ya da öğrenim durumu programın ilerisinde olan çocuklar için de geçerli. Öğretmenler, iyi bir eğitim aldığı için çocukların gözlenmesi ve iyi çözümler ortaya koyabilmeleri sağlanıyor. Yapılan istatistikler, çocukların %30’unun okuldaki yaşamlarının ilk dokuz (9) yıllık döneminde özel programlar ile desteklendiğini ortaya koymakta. Hal Böyle olunca neden başarılı olmasınlar ki? Çok basit bir temel eğitim veriyor gibi görünüyorlar ama tam tersi detayları gözden kaçırmadan ilerliyorlar.

Öğretmenlere Hoşgörü ve Kendini Geliştirme İmkanı

Finlandiya’daki öğretmenlerin master dereceleri bulunmakta. Evet! Hepsinde var. Ek olarak üniversite eğitiminde en başarılı olanların arasından %10’luk bir dilim arasından seçiliyorlar. Statüsü en yüksek mesleklerden birisi ise öğretmenlik. Başarılı veya başarısız öğretmen yok. Performans sorunu nedeniyle işten atmak yerine eksiği olduğu görülen öğretmenlere yeni eğitimler alması için kolaylıklar sunuluyor. Yani neresinden bakarsanız bakın yapıcı bir yaklaşım var. Bizim alışık olduğumuz bir bakış açısı değil. Bizde öğretmen şikayet hattını boş tutmamak yaklaşımı daha çok iş görüyor!!

Mutlu Öğretmen Mutlu Öğrenci

İmkânsız maddelerden birisi de şimdi geliyor. Öğretmenlerin bir gün içinde sınıf ortamında ortalama dört saat ders vermesi konusu var. Buna istinaden de haftalık iki saat ise mesleki gelişimleri için eğitimlere katılıyorlar. Alın size başarılı öğretmen başarılı öğretmen. Başarı da bir yana mutlu öğretmen mutlu öğrenci diyelim biz.

İlkokulda öğrencilerin ders dışında (teneffüs) geçirdikleri zaman toplamda 75 dakika. Bizde ise ortalama olarak 45 dakika oluyor. ABD’de ise 27 dakikaya kadar düşüyor imiş. Bu maddelere baktığımızda bize ne kadar uzak olduğunu görebiliyoruz. Biraz daha zorlansa bizdekinin iki katı kadar çocuğun dinlenebildiği, oyun oynayabildiği, rahat davranabildiği bir ortam sunulmuş olacak neredeyse. Uygulanan bu eğitim sistemi Türkiye için ne kadar ters anlamak zor değil. Bizde öğretmenlerin yaz tatilleri bile göze batmaktadır. Oysa ki öğretmenler yazın da okullara gidip sınıflarının tozunu alabilirler aslında.. Hep toplumsal çekememezlik bunlar maalesef. Devletler, vatandaştan çaldıkça çok aldın az aldın kavgası olacaktır. Standartları olmayan ülkelerin sorunu bunlar hep. Bakınız öğretmenlerin özlük hakları ile ilgili haberlerin altında bulunan yorumlara; maaşlarından tatillerine ve hatta verdikleri eğitime kadar ne laflar söylenmekte..

Öğrencilerin teneffüsleri ise boşa geçen zaman olarak görülür. Zamanında herkes sınıf birincisiydi de biz hatırlamıyoruz galiba.

Eğitim İlk Yıllarda Temelde Gidiyor

Bizdeki eğitim programları bürokrasinin sıkıcılığını üzerinde taşımaktayken Finlandiya Eğitim Sistemi, mevcut müfredatlar açısından çok farklı özelliklere sahip. İlk aşamada bireyin temel akademik, sanatsal ve sosyal becerileri kazanması hedeflenmiştir. Yani daha basit, gerçekleştirilmesi kolay, sıkmayan bir eğitim hedeflenmiş. Buna ek olarak da öğrenciler kendi isteklerine ve ilgilerine yönelik programları tercih edebilmekteler. Hatta ve hatta öğretmenler de buna dahil. Kendi istedikleri özel alanları tercih edebiliyorlar.

Hedef Bireyin Bağımsızlığı

Finlandiya Eğitim Sistemi,  okula başlama yaşı zorunlu olarak yedi (7) yaşı kabul ediyor. Düşünebiliyor musunuz Biz ne yapıyoruz? Çocuğu ne kadar erken eğitirsen o kadar yol alır sanıyoruz. Çocuğu okuldan uzaklaştırmak için onu iyice sıkmak, bunaltmak lazım zaten. Dört duvara ne kadar erken hapsedersek o kadar iyi. Bir süre sonra çocuk sıkılmakta haklı değil mi? Bunun yanında ise bağımsız bireyler yetiştirebilmek için erkenlik ilkesi çok güzel kullanılmış. Çocukların bağımsız olarak yetişmesi Finliler için çok önemli. Finlandiya’da her yaştan çocuk ebeveyni yanında olmadan tek başlarına okullarına gitmektedir. Genelde ise yürüme ve bisiklet ile okula ulaşım sağlıyorlar. Çocuk, bağımsız olarak okula ulaştıktan sonra yine bağımsızlığının sonuçları olarak sorumluluğunu biliyor, buna göre yaşıyor. Türkiye’de ise ödevler hakkındaki tartışmalar son bulmamışken bile çocuğa biz diretmedikçe çocuk defterini kitabını açıp da ödevlerini yapmıyor. Ödevin ayarı da yok zaten bizde.

 

Sekizinci Sınıf Sonuna Kadar Not Sistemi Yok

Şimdi gelelim püf noktalardan birisine.. Finlandiya Eğitim Sistemi dahilinde ilk altı yıllık eğitimde hiçbir şekilde not sistemi uygulanmıyor. 16 yaşında girecekleri genel bir sınav dışında kendi istekleri dışında sınav sistemine dahil edilmiyorlar. Not verme zorunluluğu sekizinci sınıf sonuna kadar yok. Bunu biraz açarsak eğer; çocukların birbirleriyle yarıştırılmadığı, notla strese sokulmadığı, kendisi için eğitim aldığı bir sistem neden başarılı olmasın ki? Bizde maalesef bir mücadele örneğidir eğitim. Çocuk psikolojisi açısından neler kaybettiriyor düşünmüyoruz. Bir öğrencinin e harfi kabusu videosunu izlemek lazım bunu anlamak için. Henüz birinci sınıfta okuma yazma konusunda bile çocuğun dışlanması söz konusu. Her bireyin öğrenme hızı farklı olabilir ama kalabalık sınıflar ile çocuklara okumaya geçiş konusunda sunulan takvim onların dışlanması veya strese girmesi için tek başına bir sebeptir zaten.

Özetle; hiçbir özete gerek yok.. Allah da bizim belamızı vermesin. Adamlar her yerden kazanırken biz her yerden kaybediyoruz. Bu nasıl olabilir yahu! Michael Moore adlı Amerikalı belgeselciyi çoğunuz bilirsiniz. Bu yönetmenin bir belgeselinde Amerika Birleşik Devletleri ile Finlandiya’nın eğitim sistemleri karşılaştırılıyor. Finlandiya eğitim atağına geçmeden önce Amerikan eğitim sistemi ile Finlandiya eğitim sistemi, başarı yönünden diplerde ve hemen hemen aynı doğruda gidiyorken yenilikçi hareketlenmeden sonra Finlandiya mevcut eğitim sistemleri açısından tüm ülkeler arasında en tepe noktaya ulaşan bir çıta yakalamış..

beyaz zambaklar ülkesinde grigoriy petrovFinler, eğitim sisteminde öylesine şeyleri ön plana çıkarmışlar ki her örnek bile başlı başına bir devrim adeta. Finlandiya Eğitim Sistemi ve mevcut aydınlanmayı anlamak için Rus yazar Grigory Petrov’un 1923 yılında yazdığı Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı mini kitabı mutlaka okuyunuz. Biz hala ilköğretimde baş örtüsü veya başka başka siyasi sorunların eğitime balçık gibi yapışmasını yaşıyoruz. Allah da bizim belamızı vermesin!!!

 

 

yorum yap

Yorum yapın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.